28 Temmuz 2016 Perşembe

Kamboçya'ya Gelmeyin !!!


Kamboçya'nın güzellikleri konusunda herkes birşeyler yazıyor. Ben de yazayım dedim. Eksik mi kalayım ☺️? Burada beni tanıyan arkadaşlarım bilirler ne kadar çok Kamboçya'ya aşık olduğumu, ne kadar çok sevdiğimi. Burada olmak ve yaşamak benim için muhteşem birşey. Hergün bir mucize. Ama herkes yaşayamaz!!! Herkes güzelliklerden bahsediyor ama kimse gerçeklerden , olanlardan bahsetmiyor. Burada cenneti bulacağınız kadar cehennemi de yaşayabilirsiniz. Sizlere bahsedilmeyen Kamboçya'dan bahsetmek istiyorum. Çünkü burayı o kadar çok seviyorum ki , buraya gelip tatil yapan veya yerleşen Kamboçya veya Kamboçyalı'lar hakkında şikayet eden insanlara tahammül edemiyorum. Bu ülkeyi olduğu gibi kabul edip gelin lütfen yoksa gelmeyin.Kamboçya benim cennetim.
Bunlarda gelmemeniz için nedenler :
1- Çöp toplama alt yapısı oluşturulmadığından henüz her taraf pis. Heryerde çöpler, plastikler uçuşuyor. Kanalizasyon alt yapısı da henüz yok olan yerlerde ise en yakın suya boşaltılıyor bu da şehir merkezlerindeki nehirler, göller ve Deniz tabii ki. Heryerde kötü kokuya maruz kalabiliyorsunuz. Halk hala yolda tükettiği herşeyin çöpünü yerlere atıyor. Ve halk çoğunlukla sokakta yiyip içtiği ve yaşadığından dolayı heryerde çöp yığınları görebiliyorsunuz. Bazıları çöplerini yakıyor fakat plastik ayrımı yapmadan yakıyor. Kötü koku çevreyi kaplıyor tabii ki.
2- Her türlü böcek, yılan , fare ve diğer hayvanlar her zaman her yerde. Özellikle sineklerle problemi olanlar burada epeyce sıkıntı çekerler. Fareler ortalarda cirit atıyor. Yılanlar ve akrepler şehir merkezlerinde bile bulunuyor. Böcek dersen hayatın heryerinde. Yatağında, dolabında, yemeğinde, havada, yerde...
3- Çok az yapılı ve düzgün yol var bunlarda bile bir sürü bozuk yerler var. Diğer yollar toprak. Kuru sezonda toz havalarda nefes alınmıyor yağmur sezonunda her yer çamur... Trafik desen tam bir kaos. Her an her yerden bir motorsiklet çıkabiliyor. Sağa sola bakmak, sinyal vermek diye birşey yok. Şansa yaşıyorlar gerçekten. Gürültü kirliliği sadece kornalardan oluşuyor. Korna geleneksel bir alışkanlık.
4- Burada hastalanmak sakıncalı sakın hasta olmayın. Diyelim ki grip oldunuz doktora gideceksiniz yanınızda ilaçlar ile beraber muayene test falan derken en az 100 USD olması gerek. Çünkü İngilizce bilen doktorların tamamı Özel hastane ve kliniklerde. Sağlık masrafı çok yüksek. Buradaki yaşam şartlarına göre çıtkırıldım insanlar bu masrafları göze almaları gerek.
5- Kamboçya'ya havaalanından veya karayolundan giriş yaptığınız anda yürüyen Dolar oluyorsunuz. 1 USD'lik ürünü 10 USD'ye satmak için şanslarını deniyorlar. 1 yılı geçti ben buraya geleli hala hiçbir şeyin gerçek fiyatını öğrenemedim. Bazen bildiğim halde kazık yemeye göz yumuyorum çünkü halk gerçekten çok gariban. Bunu yaparken severek yapıyorum. Ama sıkıcı bir durum çünkü herkes şansını deniyor. Kendinizi sürekli aptal ve enayi gibi hissetmek çok sıkıcı bir durum gerçekten. Yorucu olan şey Tuktukçular ile pazarlık. Dil ile ilgili sorun (çoğu Kamboçyalı İngilizce bilmediğinden) Kamboçyalı'lar tarafından çok güzel kullanılıyor. Yok ben 5 dedim sen ok dedin veya yarı yolda durup tekrar pazarlık yapıyorlar gibi. Ben artık eğleniyorum onlarla veya yürüyorum bir çift ayağım var di mi?
6- Okyanusta yüzmek muhteşem gerçekten. Nerede yüzebileceğinizi öğrenirseniz eğer... İlk geldiğimde denize girdim evet. Sonra o denize bütün sahil şeridindeki restorantların kanalizasyonunun aktığına şahit oldum çünkü sahilde yürürken bir de o akan pis suların içinden yürümeniz gerekiyor. Altyapı sıkıntısından dolayı popüler sahillerde denize girmemizin mümkün olmadığını söylemeliyim. Denize girmek için şehirlerden uzak veya altyapısını kendisi çözmüş yerleri keşfetmeniz gerekli.
7-Buradaki insanlar medeniyetten uzaklar. Burayı ve buradaki insanları zaten bundan dolayı daha çok seviyorum doğallar, yapmacık değiller. Sadece inanç kuralları var. Görgü kuralı dediğimiz hiçbir şey yok. Neyse o kurallar? Niçin başımıza tonlarca kural çıkarıp duruyorsak. Çişi mi geldi? Sorun değil ki hemen o dakika kadın erkek farketmez ama çoğunlukla erkek nerede en yakın duvar, ağaç, su... Hemen rahatlatıyorlar kendilerini. Her dakika her yerde burnunu karıştıranlar, yerlere tükürenler görüyorsunuz.
8-Yağmur sezonu yaklaşık altı ay ve hemen hemen hergün yağmur yağıyor, bazen hiç durmadan 5-6 gün yağıyor. Her taraf çamur... Dışarı çıkamıyorsunuz ya da çıkıp ıslanmayı göze alıyorsunuz. Havayı güzel sanıp sırılsıklam ve çamur içinde eve dönebiliyorsunuz. Ya da benim gibi yağmurda ıslanmak istiyorum diyip atıyorsunuz kendinizi yağmurun altına. Kuru sezonda sokaklar sürekli heryere işendiğinden dolayı kokuyor. Bazen hava aşırı derecede sıcak olabiliyor evden dışarı adım atmanız mümkün olmayabiliyor.Genelde evde oturup sık sık duş alıyor veya hortumla kendi yağmurumuzu yapıyoruz.
9- Hırsızların gözdesi: Yabancıların cep telefonları. Kap-kaç olayı çok fazla bazı şehirlerde...Ev hırsızlığı çok olmasa da mevcut dikkat etmek gerekli. Motorsiklet hırsızlığı da çok fazla yine sadece bazı popüler şehirlerde. Burada herkes mutlaka en az bir kere cep telefonunu çaldırmıştır. Ben biraz şanslıydım. Kap-kaça uğradığımda çantamın fermuarı açıktı ve telefonum yere düştü. Çanta taşımamayı öğrendim ve bir daha hiç yaşamadım. Artık çanta kullanmıyorum.
10-Herkes burayı ucuz zannediyor. Eğer ki yaşam standartlarınıza burada da devam etmek istiyorsanız Türkiye'den daha pahallıya mal oluyor. Ev kiraları yüksek çünkü siz Dolarsınız onların gözünde bunu sakın unutmayın. Onlar süt ürünleri, zeytinyağı, salça v.b. Ürünleri tüketmiyor. Bunların hepsi ithal. Kamboçyalı'ların ağız tadı bizden çok çok farklı , yemeklerinin 2-3 tanesi dışında yemesi zor. Western yemekleri de çok pahallı çünkü malzemeleri ithal. İçki ucuz evet ama K.K.T.C. ile aynı fiyat. Onun için buraya kadar gelmenize gerek yok.
Bunların yanında Angkor Wat'ı var ki dünyadaki herkesin görmesi gerektiğini düşünüyorum. Din, dil, ırk ayrımı kesinlikle yok burada yabancılara tanınan özgürlük hiç bir ülkede yok. Devleti hiç biryerde hissetmiyorsunuz. Politikadan uzak, bürokrasisi yok denecek kadar az bir ülke. İnsanlarının geçmişte yaşadıkları acılara rağmen en ufak birşeyde Mutlu olduklarını görmek bambaşka. Önyargı yok. İnsanıyla, el değmemiş ormanlarıyla , müziği ile, dansı ile, yaratıcılıkları, doğallıkları, mutlulukları, yolları, yağmurları, taşları, toprağı, okyanusu, çamuru, pisliği, tanımadığım böcekleri ve rengarenk kelebekleri ile , yılanları ve elinden muz yiyen maymunları ile benim cennet Kamboçya'mı ben çok seviyorum. Yukarıdaki maddelerden biri bile sizi rahatsız edecekse GELMEYİN...
NOT:Yazı sevgili arkadaşım Betül D.'den alıntıdır